cepniserhatozturk
  Atamızın Işığında
 
“Atamızın Işığında”

 
“Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.” Bu sözlerin sahibi, ulu önderimiz, başbuğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aittir. Hiç şüphesiz onun damarlarında akan kan, hissettiği duygular ve düşündüğü şeyler asırlar öncesinin Oğuz’uyla, Bilge’siyle, Kültegin’iyle, Kürşat’ıyla aynı idi. Yok olmakta olan, eriyen bir milleti hatta milli bir şuuru yeniden canlandırdı. Sözün özü, bizlere de yaşanan tarihten ders çıkarmak ve atalarımızın bu vatanı ne zorluklarla muteber hale getirdiklerini anlamak düştü. Anlamak ve onlara dil uzatan iç ve dış mihraklara gereken cevabı verebilmek…    

 
Elbette bunlar için genç nüfusumuzun daha bilinçli olması ve buna göre hareket etmesi gerekmektedir. Günümüzde aynı şekilde bir erime görüyoruz. Toplumlar neden çöker? İnsanlar nasıl yozlaşırlar? Peki başbuğ şu anımızı görse bize tepkisi ne olurdu, neler söylerdi? İlk icraatleri ne olurdu? Atamızın ışığı akıl ve bilimden gelmekteydi. Aklını kullanmayan bir toplum nihayetinde yok olur. Özellikle gençlere değiniyorum. Bir kısım, Batı’yı medeniyet bilir ve onlara özenmeye çalışır. Bir kısımda var ki Arap olmayı en mukaddes bilir. Elindekini koruyabilmek romantik insanların işi değildir. Romantikten kastımız gerçeklerle pek ilgilenmek istemeyen ve daima elinin tersiyle gerçekleri savuşturup hayal dünyasında yaşayan tipler demektir. Çağdaş olmak gerekir, Türk’lüğü koruyarak. Bilim ve sanatta elle tutulur başarılara imza atılmalıdır, Türk benliğimizle. Özümüze, değerlerimize, kültürümüze sımsıkı bağlanmamız ve onları yaşatmamız gerekir. Atamızın ışığı bunlardadır. Bilge Kağan’ın sözleri daima kulaklarımızda çınlasın! “Ey Türk budun! Silkelen, kendine gel.” İşin hülasası, milli olmaktan geçer. Atamızın açtığı yolda, gösterdiği hedefe yine onun sözlerini yerine getirerek ilerleyeceğiz. Sadece kendi toplumunun değil dış ülkelerin ve insanlarında örnek alacağı, daimi hatırlanacak düzeyde büyük insan olmak hakikaten kolay değildir. Bir ömre ne kadar şey sığar? Hele ki 57 yıllık bir yaşama neler sığdırılabilir? Eski Türk’ler de kut inancı vardır. Çok yaşlı diyemeyeceğimiz bu yaşa kadar yaptıkları kut sahibi olduğunu gösterir. Türk milletinin başına gelmiş en büyük hediyelerden birisidir Gazi Paşa… Ömrünü milletinin yolunda harcamış ve bize kanıyla, canıyla böyle cennet gibi bir vatan bırakan atalar cahillikle de ayrı savaşmıştır. Atatürk’ün bize bıraktığı başka bir ışığı ise kararlılığıdır. Nitekim düşmandan kaçan Türk erlerinin önüne dikilen Mustafa Kemal, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir.” Sözleri bir milletin belki de dönüm noktası olmuştur. Bir savaş durumunda böyle teslimiyet ve cesaret göstermek, yoldaşları tekrardan inandırmak ve onlara yeniden siper aldırtmak her babayiğidin harcı değildir. İşte bunlar bizim en çok örnek alacağımız şeylerdir. Cengiz Han’ın sözü gibi “Bir Mıh Bir Nalı Kurtarır. Bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu,bir ordu bir ülkeyi kurtarır.” Onun ümidi daima gençlikteydi, onları yetiştirebilmek ve ülkeye kazandırabilmek için sağlığında pek çok adım attı. Henüz savaştan yeni çıkmış bir halkı ve daha gencecik olan bu devleti uyanıklığı ile, izlemiş olduğu strateji ve politika ile daha da büyütmüş, geliştirmiş, sağlam sütunlar üzerine oturtmuştur. “Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz.” Bu cümlesinde ise hem gençlere olan güvenini hemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilelebet payidar kalacağını vurgulamıştır. Bize düşen tarih bilip, araştırıp, çok okumak ve bu ülkeye faydalı olabilmektir. Türk milleti çalışkandır, çalışkan olmalıdır. Ancak böyle kalkılınır! Serhat yazdıkça yazar, dili döndüğünce anlatmaya çalışır. Anlatmaya çalışırda hepsini yettiremez…

 
Velhasılıkelam; Türk istikbalinin evlatları durum nasıl bir ahval ve şerait içerisinde olursa olsun aradığı kudreti damarlarındaki kanda bulacak ve ona göre hareket edeceklerdir. Türk Cumhuriyet'ini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek demek, Anıtkabir’den tüm Türk coğrafyasının sinesine yayılan ışığın, enerjisinin neticesi demektir. Sözlerime, başbuğun en sevdiğim sözlerinden birini ilave ederek bitirmek istiyorum. “İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
 
 
  Bugün 8 ziyaretçi (51 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol